Orta sınıf bir otomobil satın alacak olsam kesinlikle dizel motor tercih ederim ama buradaki motora da göz atmakta yarar var.
PSA’nın son dönem modellerin kullandığı 1.6 lt’lik turbo beslemeli ünite, 156 bg gücü ve torkuyla çok keyifli bir motor. Torklu yapısı nedeniyle esnek, tutumlu ve modern bir yapıda ve her iki otomobile de gayet yeterli performans sağlıyor ancak değerler arasında farklar yok değil.
Peugeot 1410 kg’lık boş ağırlığıyla Citroen’den tam 105 kg daha hafif. Tabii bu durum hem performans hem de ekonomi olarak kendini gösteriyor. 508, 0-100 km/s hızlanmasını 9.2 sn’de gerçekleştirip, maksimum olarak 217 km/s’ye ulaşırken, C5 9.7 sn ve 210 km/s’de kalıyor. Her ne kadar gerçek hayattaki sürüşte farklar bu kadar belli olmasa da Peugeot’nun bir adım önde olduğunu söylemeliyiz. Tüketimlerse 508 için 6.7 lt/100 km ve 164 g/km iken, C5’te 7.3 lt/100 km ve 169 g/km.
Buradan da anlayacağınız gibi kâğıt üzerinde Peugeot kardeşine üstünlük kurmuş durumda. Ağırlıkların arasındaki fark C5’te bulunan Hydractive süspansiyondan kaynaklanıyor olabilir çünkü otomobillerin hem motorları hem de şanzımanları aynı, yürüyen aksamdaki tek fark süspansiyon sistemleri.
Ancak Citroen bu sisteminin yararlarını sürüş kalitesinde gösteriyor. Sertliği ayarlanabilen sistem belki istediğiniz kadar sert ya da yumuşak olamıyor ama Comfort’taki sürüş kalitesi kayda değer. Üst sınıf yumuşaklığı ve akıcılığı sunan C5, bu özelliğiyle 508’i kolaylıkla geride bırakıyor. C5’in ipeksi sürüşünden sonra 508’e bindiğinizde yayların sertliği dikkat çekiyor ve amortisörler sanki darbe sönümlenmiyormuş gibi hissettiriyorlar. Daha sert bir sürüş 508’in karakterini oluşturuyor.
Her iki otomobilde de PSA’nın 6 ileri otomatik şanzımanı yer alıyor. Yumuşak karakterli bu vites kutusu, vites değiştirirken sallantılı karakteri nedeniyle bu sınıfa uyan bir yapıda değil. Geçişler konforu olumsuz etkiliyor ve sürüş kalitesini sekteye uğratıyor. Aynı motorlarda aynı tepkileri vermesini bekliyorsunuz ama ilginç bir şekilde Citroen’de daha tutarlı çalışıyor. Geçişler yine tatmin edici değil ama gereksiz yere vites değiştirmiyor ve direksiyonun arkasında vites değiştirme pedalcıklardan yoksun. Peugeot’da bu pedalcıklar yer alırken kaliteleri ‘olmasa da olurmuş’ dedirtecek cinsten. Şanzıman 508’de daha kararsız bir yapıda. Sabit gazla kullandığınızda bile zaman zaman bir alt vitese geçip deviri yükseltip sonra bir üst vitese geçebiliyor. Bunu virajlarda da yaptığı oluyor. Aynı tepkileri C5’te vermiyor oluşuysa ilginç bir nokta.
Yol tutuş olaraksa 508 bir adım önde. Limitleri daha yüksek ve gövdesi daha az hareket ediyor. Direksiyonu da daha tepkili ve bir şekilde ortası sabit olmayan direksiyonu kullanmak daha rahat. C5’se aktif süspansiyonlarıyla daha değişken bir karaktere sahip. Comfort modunda fazla yumuşaksınız, Sport’ta işler biraz daha iyi ama o beklediğiniz sertlik hiçbir zaman gelmiyor. Hâlâ gövde hareketi var, hatta 508’den daha çok diyebiliriz. Kayma Peugeot’ya göre daha çabuk başlıyor ve viraj çıkışlarındaki çekişi rakibi kadar iyi değil. C5’i seri virajlarda kullandığınızda direksiyonla lastikler arasında bir şey varmış gibi hissediyorsunuz. Otomobil yeteri kadar çevik olamıyor ve bu tüm tutuş- sürüş karakterini de etkiliyor.
Ortaya çıkan sonuç, pasif süspansiyonlu 508’in aktif süspansiyonlu C5 kadar konforlu olmadığı ama daha iyi yol tuttuğu şeklinde. Bu aslında PSA tarafından kasten yapılmış ve iki otomobilin karakterini iki farklı müşteri kitlesine hitap etmek için ayarlamış olabilirler. Eğer öyleyse bu çok akıllıca bir yöntem. Değilse bile, bu iki kardeşin bu kadar farklı olmaları güzel bir şey; bu kendilerine özgü karakterleri olduğunu ortaya çıkartıyor.
Farklı zevkler, farklı tatlar... Zevkiniz hangisini istiyorsa onu alın... PSA’nın size sunduğu sürüş karakterleri bu şekilde.